Ay Lav Yu, Tinne köyünde geçen bir hikayeyi anlatıyor. Tinne, uzun yıllardır unutulmuş, yok sayılmış ve devlet tarafından fark edilmemiş bir köydür. Kürt ve Süryanilerden oluşan az sayıdaki nüfusuyla, sağlık ocağı, okul gibi temel ihtiyaçlardan yoksundur. Yusuf Ağa, Tinne köyünde yaşayan ve devlete açılmak isteyen bir köylüdür. Ancak yıllardır yazdığı mektuplara hiçbir cevap alamamıştır. Tek umudu, varlıklarını ve kimliklerini kabul ettirmek için oğlu İbrahim'i fakülte avlusuna bırakmıştır. İbrahim'i sahiplenen Papaz Hanna, ona bir kimlik ve aile sağlamıştır. İbrahim, askerliğini yapmış ve üniversiteyi bitirmiş bir genç olarak köye döner. Ancak köyde büyük bir sürprizle karşılaşır: Aşık olduğu Jessica adında Amerikalı bir kızla tanışır. İbrahim'in aşkı, köy halkını şaşkına çevirir. Jessica'nın varlığı, Tinne köyünü ve yaşayanları Batı kültürüyle tanıştırır. Yusuf Ağa'nın ve ailesinin Batılı bir ailenin adaptasyonu ise komik ve ilginç olaylara yol açar. Ay Lav Yu, farklı kültürler arasındaki çatışmayı ve uyumu mizahi bir dille anlatırken, köy halkının var olma mücadelesi ve İbrahim'in aşkı üzerinden toplumsal mesajlar verir.
