Bulgaristan'dan Türkiye'ye göç eden Bulgar Ali'nin hayatını anlatan, duygusal ve dokunaklı bir film. Küçük yaşta yetim kalan Ali, dedesi Süleyman ile birlikte Türkiye'ye gelir ve dedesinin eşitlikçi, adil yaklaşımıyla büyür. Gençliğinde Münire’ye aşık olur, ancak ailesinin engeliyle Münire’yi kaçırmak zorunda kalır. İkisi, kasaba kasaba, tren istasyonları arasında bir hayat kurmaya çalışırken, bir yandan da oğulları Mustafa dünyaya gelir. Ali, geçimini daktilo kullanarak, katiplik ve muhasebe işlerinden sağlar. Ancak haksızlıklara karşı olan duyarlılığı, her zaman başına büyük işler açar. Çıkarcı insanlar tarafından oyunlara getirilir ve bu yüzden her gittiği yerden kovulur. Bu arada, oğlu Mustafa da büyür ve kendi hayat yolculuğuna çıkar. 1940’lardan 1970’lere kadar uzanan bir dönemde, sevgi, haksızlık ve eşitlik gibi temalarla izleyiciyi etkileyen bir hikaye sunuyor. Yönetmenliğini Osman Sınav’ın yaptığı, senaryosunu Yiğit Güralp’in yazdığı bu filmde, başrolü Kenan İmirzalioğlu üstleniyor. Filmde Tuğçe Kazaz, Ushan Çakır, Altan Erkekli, Güven Kıraç, Zafer Algöz ve Cihat Tamer gibi önemli oyuncular da yer alıyor. Sadece bir göç hikayesini anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda insanın değerler, mücadele ve aileyle olan ilişkisini de derinlemesine ele alıyor.